12 Haziran 2013 Çarşamba

Acil demokrasi


Uzun süredir blogta yazım yok tek tük alıntı yapıyordum.Son dönemde Türkiye'de yaşanan olaylar üzerine birşeyler söylemek istedim.




80li yıllarda doğmuş hiç bir çocuk,Türkiye'de bu düzeyde demokratik bir tepkinin verilebileceğine inanamazdı :) Bundan 10 yıl önce gezi parkı direnişleri olacağını,polisin taksim'den geri çekileceğini söyleseniz,hiç kimse size inanmazdı.

90larla günümüz arasında,sanki 20 yıl değil,bir asır geçmiş gibi. 
Bugünün gençleri çok ilginç bir hareketi,İstanbul'da Taksim'de yarattılar. 68 paris hareketinden bir farkı yok orjinallikte. bu coğrafya'da tepkiler,demokratik hak aramalar pek güzel karşılanmaz, hakk arıyan suçlu olurdu eskiden.

Bir ay öncesine kadar hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanan, umudu kalmayan gençler... kendilerine göre cahil olduğunu düşündükleri adamları görünce facebook'tan, twitter'dan sadece unfollow eden, insanlarla tartışmaya tenezzül bile etmeyen, zaten anlamayacağını düşündüklerinden, kendisini sinir etmeyen insanlar kişisel özgürlükler ve seçimleri  için Gezi parkına çıktı.

Tepkinin mozaiğine bakınca, genç nesil başta olmak üzere..her çeşit,her görüşten Türk insanı var. Bu çok orjinal birşey. Bir parti ya da siyasal görüşten bağımsız bütün Türkiye mozaiği.Bundan 3ay önce asla bir araya getiremiyeceğiniz pek çok farklı hayatı,seçimi,yaşam tarzını şuan Gezi Parkında görebilirsiniz. Zaten bu özellik protestoyu gerçekçi,unutulmaz ve uluslararası kılıyor.


Olayın sosyo politik yapısına bakınca,11 yıllık bir iktidar var. Ekonomi,kişi başına düşen gelir ve dunyaya entegrasyon - globalizasyon basarıları soz konusu bu süreçte. Ama hak ve özgürlükler,bireysel seçimlere de aynı oranda bir baskı var. Ne yazık ki son 2 yıla bakınca,geçiştirmelerle yapılmış pek çok yasa değişimi var.Sanki, hükümet insanlarına rağmen bazı şeyleri seçiyor. (kürtaj,sigara yasağı,içki yasağı,metroda adap,öpüşme yasağı,istanbulun tarihi ve dogal guzelliklerden kopup bina-AVM-yol üçgeninde çirkinleşmesi vs..) Halkta yeter be arkadaşım,ona yasak buna yasak,onu elleme..en son bir park-ağaç kalmıştı,,yeter ulan modunda başladı...
Bu kadar büyük bir halk tepkisine rağmen,ne yazık ki başbakan çok sert tepkiler verdi,olayların başında insanları anlayamadı..tehditkar davrandı,benden olanlar ve olmayanlar diye böldü insanları. sınıfta kaldı bu olayların çözümünde.

Atılan ses bombaları,biber gazları da ne yazık ki dünya'ya rezil olmamızı bir kez daha sağladı.Polisin orantısız güç kullandığı durumlar bir vatandaş olarak demokrasiden uzakta olduğumuzu hissettirdi.
Avrupanın en buyuk adalet sarayında ,protesto yapan avukatların tutuklanması ise....kelimelerle açıklanabilecek birşey değil...


Park ile taksim..AKM nin orası polis çekilişiyle beraber Cristiania döndü.
taksim'den gümüş suyuna inerken barikatlar,,alman konsolosluğunun -itü makinanın önündeki grafittiler...resmen Berlin'de miyim dedirtiyor :)

Umarım,bu güzel demokratik hak ve özgürlükler mücadelesi çabuk unutulmaz,provoke edilip amacından saptırılmaz ve daha adil,daha özgür bir yapıya bürünürüz..farklı görüşlerin,azınlığında özgürce,seçerek yaşama hakkı olduğu asla unutulmaz. Bir noktadan sonra kendine aşırı güven,insanı körleştirebiliyor. Bu nedenle, gençliğin bir yeter demesi gerekiyordu.

Umarım bizim memleketimizde de,polis sinir buhranı içerisinde kendi halkını dövmeyi bırakır,aşırı güç kullanması durdurulur ,universite ogrencileri,avukatlar tutuklanmaz. Camiyi revire çevirdi,protestocuları içeri aldı diye müezzinler işten çıkarılmaz. Medya,olayları tüm gerçekliğiyle ortaya koyabilir. Bakanlar olaylara yalnızca iktidar gözünden değilde,halkının gözünden vicdanlarıyla bakabilirler.