28 Şubat 2010 Pazar

"Istanbul on my mind" projesi




Bir şehri anlatmak,bir şekilde yaşatmak için çok güzel bir yöntem o şehirde usta yönetmenlerle kısa filmler çekmek. Üç şehri anlatan üç kısa filmli Night on earth zamanında efsane olmuştu. Benzer şekilde Paris J'e taime ve New York I love you bazı noktalarda çok başarılı olmuşlardı,dünya sinemasının top listesinden seçilecek 7 yönetmen ve Istanbul'dan 7 farklı mekan projesi çok hoş olurdu!! Istanbul'u daha güzel,daha artistik ifadeyle anlatamazdınız çünkü.

Bir düşünsenize David Lynch Tünelden Karaköy'e uzanan irrasyonel,karanlık bir öykü izletiyor. Gonzales Innarritu'dan Cağaloğlu'nda başlayıp Eminönü'de koşturup Galata köprüsü'nde biten bir aksiyon,çakışan hayatlar filmi.Hayal etmek bile aklınızda güzel bir tat bırakmıyor mu?

Zamanımızın en yetenekli yönetmenlerinden 7 tanesi,tamamiyle kendi sinema dili,tarzı olan 7 yönetmen, Istanbul gibi: hayatın ta kendisi,pis,doğal güzellikleri ve tarihi yapısı modern yaşamla tecavüz edilmiş-çakışmış kozmopolit bir mizansen. Bu iki etkeni birlestirince beklentiler inanılmaz olmuyor mu :P ?


Proje'de 7 kısa filmin çekilmesi için düşünülen semtler:
Haliç
Topkapı Sarayı ve Sultanahmet
Boğaz: Ortaköy - Arnavutköy - Bebek
Karaköy - Galata
Beyoğlu - İstiklal Caddesi
Üsküdar - Kadıköy
Beyazıt - Laleli - Aksaray
Modern İstanbul: Nişantaşı, Levent

Alın size bir hayali sinopsis daha :D Wong Kar Kwai : evet bir aşk öyküsü!!
Bir çift ilk kez Beşiktaş'ta güzel bir öğle sonrasında buluşuyorlar,birbirlerini tanımaya başlıyorlar.5 dakikalık Üsküdar'a vapurla geçiş yolunda göz göze bakışıyorlar.Üsküdar'da camilerin,çarpık ara sokakların kestirmesinden Kız kulesi sahiline iniyorlar.
Hafif bir yağmur,fonda sade bir batı müziği,koyu pastel renkler,ince bakışlar,ve ilk öpüşme her nasılsa (illustrated by Cristopher Doyle :P )

Bu proje bir şekilde gerçekleşseydi ne güzel bir abimiz olurdu afiş designerı Emrah Yücel abimiz.
Sanırım yalan olmuş ama olay,çünkü İstanbul kültür başkenti organizasyonu altında finanse edilecekmiş proje fakat Nisan 2009'dan beri olumlu ya da olumsuz hiç bir gelişme yok :(

Detay için Emrah Yücel'in proje blogspotu burada :
http://2010istanbulfilmi.blogspot.com/

25 Şubat 2010 Perşembe

Değer mi a.q.




Çok maç gördük istanbul'da..bu takım en iyi zamanında bile 0-0 ile tur atlamadı.Forvetsiz,biribirini tanımayan bir ekiple,kör bir kaleci,artist genç yetenekleriyle!! bu kadar oluyor. Devre arası takımda sakat olmayan tek santraforu,çakma meksikalı oynatcam diye gönderirsen,o planlamaya bu sonuç işte :(

bu uefa ligi cimboma yaramadı,geçen yıl defans kurgusu-hamburg hüsranı,bu yıl forvet eksikliği-caner mallığı-forlan'ın tek topla buluşması bizi turnuva dışına itti...
hamiş: caner'in ilk sarıdan sonra kırmızı göreceği bariz okunuyordu.

24 Şubat 2010 Çarşamba

chugyeogja--the chaser




orjinal,klişesiz,inceden inceye tum modern hayata (siyaset,guvenlik,kapital sistem)ayarı veren,kara mizahta unutulmamış bir güney kore filmi daha.
izleyenler Old boy etkisi diyorlardı, bir önyargı oluştu izlemeden kafamda ama gerçektende farklı,saf bir eser olmuş.
ex-dedektif-pezevenk,call girl,impotent katil,hanneke-hanneke (seyirci beklentisini domaltıp rulo yapmak) pezevenk,katili son sahnede öldürmek üzereyken hadi hadi hadi dedirtiyor içten..ama yönetmen büyük,out of scope,not cliché..görüntü yönetimi,aksiyon hızı,senaryo giriftliği yüksek kalite olmuş!
tesadüf,şans,bal...dünyada adalet olmadığını herkes biliyor ama 7.sanatta bunu böle sinematografik bir yapıyla,çekiçle-kanla-çekik gözle,hızlı senaryo-full aksiyon,komplike yapıyla anlatınca hobarey diyorsunuz.
2010'da Di caprio 'lu Hollywood'ta yeniden çekilecekmiş.Yazık olur Di caprio'nun kendi çapında enteresan kariyerine.

Maybeshewill - In Another Life

http://vimeo.com/3241985

Rules of Attraction versiyonu

10 Şubat 2010 Çarşamba

Pier Paolo Pasolini















perche si crea una opera d'arte,quando immaginarla fa piu piacere?

"why to create a work of art,while imagining it gives much more pleasure?"
One of the most controversial ,brave and opponent artists. Pasolini is marxist among fascist,gay among communist,unconformist among the intellectuals. Not belong to any exact identification. Even in his early poems,he described his only fear as not to be understood.
The poet,the writer,scripter and the realisateur. A total ,controversial,exceptional,out of rule artist. A manifesto against all tabus and the rituels of modern life.

He was a pretty good writer but to go beyond italian language(not to restrict himself with the language) and to tell all the world his opinions,he adapted into cinema and created his own way of cinematography.
In his early cinema works, Pasolini was the script writer,consultant for Fellini,and the later Bertolucci was the assistant for Pasolini. For me,he is one of the best 3 italian directors with Pontecarvo and Bertolucci.

His early works,like Acetone and Mamma Roma are very realistic,vulgar: prostitutes,pimps,beggars,back streets of 60s' Rome,Neo-realismo.


















La trilogia della vita: il decameron, flower of the arabian nights (legendary) , i racconti di canterbury..
He tells the middle age stories in his dream way without any sexual borders,full of imagination like those particular moments.


Teorema: A smash to capitalism and bourgeoisie with a mystical-sexual way of curing :D,,not so deep metaphors,some experimental staff,with a modern saint visit at the end of 60s.

Pasolini is trying,examining,provocating the audience. In his late works,the importance of content and the marginality of the cinematography (the style) have been mixed.
All in all, for me, his content (the thing to say) is more important than the style.
I haven't seen his irresistible work "Salo" yet.

He was killed before finishing la trilogia del morte in a complicated way.


"hayatı şiddetle ümitsizce seviyorum.
sanıyorum bu şiddet ve ümitsizlik beni sona taşıyor.
bu hayat aşkı bende kokainden daha beter bir alışkanlık haline geldi.
sınırsızca, sonsuz bollukta var bu ve hiçbirşeye malolmuyor.
ve bir nefeste tüketiyorum onu.
nasıl sonlanacak bilmiyorum..."

"Hepimiz Tehlikedeyiz"


La verita non sta in un solo sogno,ma in molti sogni. Da "Le mille e una notte"

7 Şubat 2010 Pazar

Cimbom baltayı taşa vurdu




İstediğin kadar uğraş, teknik yapın olsun "forvet"siz bu oyun oynanmıyor. (Ki gerçekte Galatasaray'ın problemi orta saha)
Anlamıyorum arkadaş, yeni transfer edilen oyuncu dahil takımın tüm forvetleri eş zamanlı nasıl sakatlanabilir, nasıl bir uğursuzluk(hesapsızlık)tır bu!!!
Giovanni dos Santos 'tan pek bi bok olmuyacağını,beni yanıltması dileğimi önceki yazıda da belirtmiştim.Kayseri maçındaki o kondisyonsuzluk ve mentaliteyle Türkiye'de tutunamassın.
Arda'dan Gerard-Arshavin olur mu sorusuna cevap arıyor Rijkaard!!!
Herşeye rağmen Güngör-Neill uyumu uzun süredir görülmemiş bir harmoni kattı defansa,Caner'de bek oynamayı öğreniyor.
Emre Çolak o son dakkadaki pozisyonu gol yapsaydı,yeni bir yıldız doğmuştu :P tüm medya da..gol olmasın sorun değil de sonu Aydın Yılmaz'a benzemesin yeter :)

Kewell-Baros'tan birinin dönmesi için dua ediyoruz, (Jo en az 1ay off) başka türlü Samiyen'deki Atletico maçından bir ümit beklenemez.

2 Şubat 2010 Salı




Cimbom devre arasında sansasyonel transferler yaptı.Kiralıkta olsa adı Avrupa’da bilinen,ümit vadeden gençler getirdi.FM de 1yılda kuralamıyacak bir takım oluşturdu.Oyuncuların TR'ye gelmesinde Rijkaard ismi çok etkili.Futbol kağıt üstünde bitmiyor ama insana bir şevk geliyor bu isimleri okuyunca.Inamotolardan,orhan Ak-Cihan Hapolatlılardan ne günlere!!!
Gerçi şuan en az oyuncu ihtiyacı bulunan sağ-sol açık bölgesine de oyuncu alındı. Jo’nun gelmesi ise çok iyi oldu. Nonda forvet hattına bırakılsaydı-dönemeyen beli ve kamyon tipi oyunuyla-lige havlu atmıştık. Jo form tutarsa lig için ilaç olur.



Kanımca,orta sahada oyunu iki yönlü oynuyabilecek (box to box) oyuncu ihtiyacı ayyuka çıkmışken gidip kanat ve AM yedeği için narin bir futbolcu (Giovanni) almak bence çok mantıklı değil. [Barış,Topal,Ayhan(çakma Guti),Sarp(içlerinde en istekli,en yüksek performans göstereni) hepsi düz oyuncular,pası al yandakine ver,defansif bas.]
Neill nokta transfer oldu,defansta Servet ile arızayı çözerler.

Takım Atletico’yu geçip,Mart ayını görürse avrupada ve Sabri-Kewell-Baros 3lüsünden 2isi form tutup geri dönerse,önümüz açık bence.

Farklı 4-3-3,4-5-1 kombinasyonları denenebilir
Lig için;

Leo
Sabri (Uğur) -Sağ bek
Balta (Caner)-Sol bek
Neill -Defans
Servet -Defans
Barış (Topal)-DMC
Sarp -DMC
Elano(E.Çolak)-AMC
Arda (Kewell)-Sol Açık
Keita (Giovanni)-Sağ Açık
Jo (Baros) -Forvet
(Kewell)


UEFA;

Leo
Sabri (Uğur) -Sağ bek
Balta (Caner)-Sol bek
Neill -Defans
Servet -Defans
Barış (Topal)-DMC
Sarp DMC
Elano AMC
Arda (Caner) Sol Açık
Keita (Kewell)Sağ Açık
Giovanni(Baros) -Forvet




İleri hatta varyasyon bol,fakat tek forvet oynuyabilecek oyuncuların en kısa sürede iyileşmesi gerekiyor. Dos Santos’un sağ sol açık değilde,forvette başladığı büyük maçlardan ben pek ümitli değilim. (Umarım yanlış çıkar tahminim.)

Bekleyip göreceğiz.İnşallah mart sonunda Ali Samiyen’de UEFA maçı izlemeye devam edeceğiz.


PS: Galatasaray kalesinde bir kör durduğunu söylemeyi unuttum.Arjantin’den oyuncu alacaksan en son mevki kalecidir! Aşırtma yeme konusunda da iddalı,her maç ileri çıkıyor Leo.