24 Nisan 2011 Pazar

Buenos Aires




"""Ortasından geçen yemyeşil parkları, Avrupai binaları ve rengarenk barakalarıyla kentte çıldırtan bir denge var.
Gece yarısı uçağın penceresinden görülen ışıklar içindeki Buenos Aires, bir rüya gibiydi. Bu hissi yaklaşık 24 saat süren yolcuğun yorgunluğuna verilse de, sabah gerçekten çok güzel bir şehirde olduğuna kanaat getiriyor insan. İstanbul’da kışın gitmemekte direndiği günlerde Buenos Aires’te bizi adı gibi ‘güzel hava’ karşıladı. Meraklısına not: Buenos Aires’in kelime anlamı ‘güzel havalar’.
“Dünyanın neresinde beş doların altında biftek yiyebilir, dört dolara tango şovu izleyebilir, bir dolara bira içebilir, altı dolara temiz bir odada konaklayabilir, sabahlara kadar süren partilere katılabilir, çok ucuza deri ceket alabilir, şehrin merkezindeki güzel parklardan birinde sereserpe uzanıp çevresindeki Avrupa stili binalarını inceleyebilir” diye anlatıyor Buenos Aires’i ünlü rehber kitabı Lonly Planet.
Gerçekten haklı. Eğer planlarınız arasında Buenos Aires’e gitmek varsa, zamandan tasarruf etmeyin, kendinize ve bu güzel kente bonkör davranın...
İşte Buenos Aires’e gidip görmeden gelinmemesi gereken adresler:

PLAZA DE MAYOÜnlü meydan, Arjantin tarihinde önemli bir yere sahip. Cunta döneminden bu yana gösterilerin, protestoların adresi olmuş. Hâlâ her perşembe kaybolan çocuklarının izini süren ‘Mayıs Anneleri’ bu meydanda toplanıyor.

9 TEMMUZ CADDESİ16 şeridi ve 140 metrelik genişliğiyle dünyanın en geniş caddesi. Tam ortasında ise dev bir obelisk bulunuyor. Sultanahmet’teki Dikilitaş’a benzeyen bu obelisk, Buenos Aires’in 400’üncü kuruluş yıldönümü anısına dikilmiş. Kentin en görkemli binalarından Teatro Colon da burada.

PALERMOArjantinli tasarımcıların kıyafetlerini satan butikleri, değişik etnik restoranları, sıra sıra kafe ve barları ve küçük sokaklarıyla adeta Buenos Aires’in Soho’su.

FLORiDA CADDESİKentin en hareketli yerlerinden, bizim İstiklal Caddesi’ni andırıyor. Trafiğe kapalı caddede, çok sayıda giyim, hediyelik eşya, elektronik mağazası var.

PUERTO MADEROEski liman bugün şehrin en yeni ve gözde yerleşim merkezi. Depo ve antrepolar, şık evlere, restoranlara dükkan ve otellere çevrilmiş.

EVITA’NIN SARAYI‘Pembe Ev’ olarak da bilinen Casa Rosada ya da Başkanlık Sarayı da Plaza De Mayo’da bulunuyor. ‘Evita’ filminde Eva Peron’un halka seslendiği balkon bu binada...

RECOLETA Buenos Aires’in en kalburüstü semti, ama en can alıcı yeri mezarlığı. Eva Peron dahil olmak üzere pek çok önemli Arjantinli burada yatıyor. Birer sanat eseri olan mezarlar sokaklar boyunca sıralanmış.

SAN TELMOMerkezden 15-20 dakikalık bir yürüyüşten sonra sizi sadece pazar günleri kurulan dev bit pazarı bekliyor. Sokaklar çalgıcılar, dansçılar ve ressamlarla dolu. Bütün günü sıkılmadan geçirebilirsiniz.






Maradona’nın semti LA BOCA
Buenos Aires’te bulunan 47 semtin en ünlüsü ve en renklisi. 19’uncu yüzyıl ortalarında buraya yerleşen İtalyan denizciler malzeme sıkıntısı çekince doklarda buldukları gemi atıklarıyla barakalar yapmış ve kalan boyalarla da boyamış. Burada turist kalabalığına kendinizi kaptırıp, sokak çalgıcılarının, tutkuyla tango yapan dansçıların, eserlerini satan sanatçıların arasına karışabilirsiniz.
* Restoranlarda gösteri amaçlı dans eden çiftlerle, gösteri yapan sığır çobanları ya da fotoğraf çektirmek için hazırlanmış paravanlar sizi bekliyor.

EZELİ REKABET: BOCA JUNIORS-RIVER PLATE
* La Boca’nın dünyaca ünlü sembolü Boca Juniors, takımın sembolü ise semtin her yerinde farklı boyutlarda heykellerinin ve ‘taklitlerinin’ olduğu Maradona.
* Burada küçük bir parantez açıp, Buenos Aires’in iki takımının, River Plate-Boca Juniors’un arasındaki ‘ezeli rekabete’ değinmek gerek.
Kurulduklarında iki takım da kırmızı-beyaz renklere sahiptir. Bir süre sonra aralarında maç yaparlar, kaybeden limana gelen ilk geminin bayrağının renklerini alacaktır. Limana bir İsveç gemisi yanaşınca Boca’nın rengi sarı-lacivert olur.
* Bir süre sonra Boca iki takıma dar gelmeye başlar. Kaybedenen başka bir yere taşınacağı bir maç daha yapılır, kaybeden River Plate şehrin kuzeyindeki Nunez bölgesine taşınır."""





Ocak-şubat 2012 orda olacağım...BuenosAires,,Montevideo,Nunca Voy a Olvidar!
klas,tarz,mistik,gezi,şans,dans,olgunluk

20 Nisan 2011 Çarşamba

Manisaspor 2 -Galatasaray 3



Maçın hemen başında,korner atışında biri arka direkte 1.5 metre mesafeden topu dışarı attı. Ulan bu gol olsa cimbom için çok iyi olacaktı,,tühh derken..golü kaçıranın mustafa sarp olduğunu gördüm. Evet iyiki de gol olmamış,senin gibi o.ç. atacağı golle maç kazanmayalım...seni son 2 yıldır görüp,nasıl özürlü gerizekalı bir mal olduğunu görüp oynatanları sikeyim..dedim.

Daha sonra sürekli çalışılmış duran top ataklarından 2 gol attı Galatasaray. Tabi ki sadece gol atmak için duran top çalışıp,gol yememek için aynı başarı gösterelemeyince 2. yarı 2 gol gördü cimbom kalesinde. Fener maçında 1.90 boy ortamalı defans 4lüsünün arasından 2 kafa golü yemeği başardı bu takım.pek birşey söyliyemiyor insan..
Zapata efendi mi :D tenekecidir kendisi.

Aydım yılmazın ilk yarı boyunca beklenmedik iyi oyunu..Ahh be olum ulan şurda adam gibi form tutup ,oynasan da şu takım kazım'dan,yarım kewellardan kurtulsa dedirtti adeta.Orta sahada ilk yarım saat 5 pas üstüste atan bir Galatasaray,,hayal gibiydi!

Arda Turan,culio 2lisinin iyi anlaşmasıyla,ve kaptanın gider ayak futbol oynamaya başlamasıyla Galatasaray 5 haftalık bunalımdan çıktı. iğrenç defans anlayışına rağmen..Stancu teknik topçu ama anlamsız bir kendini ispatlama çabaası var,,bu da performansını göstermesini etkiliyor.

93. dakika da "BAM" üçlüsü yine sahadaydı....Aha dedim bir maç daha gidiyor dedirtti yani :D

Şu takımda bence kalması gereken oyuncular: Sabri,insua,culio,yekta,stancu,Arda,Baros,Kazım,Ufuk,Gökhan Zan-Aydın (belki) ve gençler (Emre,Cem sultan,anıl vs)

14 Nisan 2011 Perşembe

Incendies --- the pain---






Sometimes life is a full of shit whether you are in the right side or wrong in those particular occasions. it just proposes the way of consolidation. Incendies is a west movie which feels and unifies the atmosphere and spirituality of middle east,the pain,the endless tears.it is without european overlooking or what a pity shit.It is Kader! Best drama I've seen since "in this world".it is quite something...
9.5/10

13 Nisan 2011 Çarşamba

Madinitaly



Non mi piace la mentalita milanese o norditalia..loro pensano che piu superiore,meglio di tutti altri,""snobbish""!! per me, il sud é piu amichovele. é Mediterraneo :)

pero questa observazione ha ragione generalmente,si davvero :

"“Abbiamo inventato le autostrade (la prima al mondo fu quella costruita sulla Milano – Laghi), la pila, la radio, la dentiera, il preservativo, la pizza, il gelato, la moneta, la bicicletta, la Vespa, il telefono, l’elicottero, il fax, il cannocchiale, la macchina da scrivere, il motore a scoppio, l’aeroplano, il martello pneumatico, la moka e anche la Nutella…Come si fa a non sentirsi orgogliosi di essere italiani?”

la gente dice che:

""completamente d'accordo sulla capacità d'innovazione e la creatività degli italiani, che sono però caratteri individuali delle persone e che hanno portato a fare le scoperte che hai elencato, di cui siamo profondamente orgogliosi. Il genio, il talento e la tenacia sono però individuali e andrebbero sviluppati e valorizzati come fate con il vostro progetto Mad in Italy, mentre il "sistema" Italia pensa a tutt'altro. Essere inserito in una comunità che si occupa di valorizzare le individualità dei propri cittadini attraverso regole certe e politiche condivise, questo mi farebbe essere orgoglioso di essere italiano, per rispondere alla tua domanda.""

11 Nisan 2011 Pazartesi

Miral (and Dar al-Tifl)

When I see The names miral-palestinia and julian schnabel together, omg the expectations become quite high for something sharp ,,somethng deep. (like La battaglia d'algeria ,,or Paradise Now,, or Carlos)

The movie is not bad.it is something in few points..the story isn't deep as the original book. but it tries to tell you something ,with a real middle eastern mis en scene,,the camera catches some realistic perspectives of life( in palestinia people still live) a modernist debut through the side of palestinian. I guess,it would be alot more effective and authentic (instead seeming cute to audience) if they use both native languages arabic and hebrew during dialogs.
6.5/10

""the debate,a pacifist one about a conflict which has received too much media exposure:none of the two people has any future if he denies his neighbor's well-being and dignity ;if this movie gets a message across ,it's this one .This epic takes place between the birth of the state of Israel (1948) and the Oslo agreement (1994).""

here is the links for those who missed it in the festival ;)


here is the subtitle:

ciaoo

1 Nisan 2011 Cuma

Azerbaycan deneyimi



sovyet zamaninda herhangi biryerin ortasina fabrikalari dik,
demiryollarini dose, dogalgazi daya, bi termik santral dik, yanina da bir sehir insa et olsun
sana sifirdan iğrenç bir "yerleşim". (kharkiv,bakü,tiflis,liev vs ..vs) bu sehirlerin halkıda bu fabrikalarda calisan iscilerin-mühendislerin lojmanlarindan,ilgili halkın gerekli öğretmen,doktor,hastane,postane,devlet kurumları-memur vs insan ihtiyacı sonucundan olusur.

ama bu fabrikaların çoğu tek başına bir şey ifade etmez. pompa üretiyorsun : pompanın milini ukrayna'da yapıyosan, couplingi kırgizstan,gövdeyi azerbaycanda imal ettiriyor,impellerı bambaşka bir yer...yani tam bir sovyet isi, ayrılırlarsa birgun bi bok yapamasın geride kalanlar!

işte ben şuan öyle alakasız bir Azerbaycan şehrindeyim ki,Oğuz.Rus zamanında fabrika bile yapılmamış,2008'de Türkler yapmış ilk fabrikayı. o kadar Allah'ın dağı bir yerdeyim yani,gerisini siz düşünün.
Mükemmel doğa,süper hava...ama insan yok,yaşam yok,en yakın modern yaşam olasılığı 5 saat uzakta Bakü'de.Azeri zihniyeti mi Türkler gibi -ama kendine güveni gitmiş,Rusların direk etkisi-baskısı yaşama yansımış.Kırma,dandirik bir yaşam formu oluşmuş.
Rüşvet,hesap kitleme heryerde..Net 20-25 yıl geride Türkiye'den!!!




ENTER tHE VOID




Mükemmel bir görüntü yönetimi,( kinoglas kinopravda sinema-göz),Max payne oynuyormuş gibi,,Tokyo'nun neon ışıkları,Tokyo'nun batıdan daha batı dünyası.. direk algılayan olmak,direk ana karakterin gözünden izlemek. Film full time bir LSD "trip" ten oluşuyor gibi. deneyimleme ..
psikolojik nedenler,korelasyonlar Gaspar Noe'nin kendi deneyimlerine(ölümün kitabı,drugs,obsession,sex,sapkınlık,beat,anne rahmi) inancına göre şekillenmiş.
Beni bir noktadan sonra sıktı, çok uzundu ve bir süre sonra kendini tekrar etti,,bokunu çıkarma etkisi oluştu. Tamam hakkatende,bir boşluk,apetetik,siklememe duygusu-deneyimi veriyor. Ama film konu ve ifade ettiği şey olarak bir başyapıt değil benim kitabımda.. cinematography kral ama!