Mahalle Takımı blogspottan çok güzel bir yazı:
""ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ MAÇ:
Arena’da 4-2 yenildiğimiz Gaziantep Maçı;
Galatasaray sanki sezona kaldığı yerden başlamıştı. Takımın neredeyse tamamı değişse de, oyun düzeni aynen devam ediyordu. Sağ bek Sabri, tandemler, Gökhan-Servet ve sol bek Çağlar başlamıştı sezona. Değişiklik, kalede ve Melo-Selçuk orta sahası kurgulamasındaydı. Ebu, ortanın solunda, Kazım sağında, Aydın bir umut ışığı ve ileride enkaz Baros. Ne zaman ki o malum maçta Gökhan Zan’ın beklenen sakatlığı gerçekleşip oyundan çıkmış, sümkürerek Servet Çetin girmiş, atılarak Galatasaray’ı maçtan yenilgiyle çıkarmıştı. İşte o zaman gerçek bir değişim çok geçmeden yaşandı. O maçta ki yenilgimiz, zafere giden yolumuzun en kritik yol kavşağıydı. Bütün bir sezonu kazanmamıza yol açtı. En önemli maçımızdı.
VARİL:
Servet Çetin;
Galatasaray’a geldiği günden beridir isyanımız. Gelen mucize şampiyonluk, kazmanın gerçek yüzünün görünmesini engelledi. Oysaki o sezon bile dikkatli gözlerden kaçmamıştı Galatasaray futboluna hiçbir katkısının olmadığı. İlk yarı Song girmişti ilk toplara, kelleyi koltuğa alıp geride savaşırken, seken topları kıçıyla toplayarak prim topladı. Song Afrika kupasına gidince de aynı vazife Emre Güngör’ün, Emre Aşık’ın oldu. Sarı kartsız, kritik pozisyonsuz sezonu tamamladı. O Kadromuzda bulunduğu 5 sezonda 7 hocaya mal oldu. Dolayısıyla bırakın kaçan şampiyonlukları, Galatasaray futbolunun ortalamasının düşmesinin baş sebebi oldu 16 numaralı futbolcuyla birlikte. Nihayet takıma taraftar gözüyle de bakabilen bir hoca foyasını ortaya çıkardı. Yine de devam edebilir, belki işimizi daha zor hale getirebilirdi. Ama hayatının hatasını yaptı. Gökhan’ın sakatlanıp çıkmasıyla oyuna girdi ve o yenildiğimiz maçta bu sefer kıçı kendisini kurtaramadı. Adamı kaçırdı, atıldı ve kurtulduk. Biz biliyorduk ki, Semih Kaya tek bir maç oynasın, o maçta da Galatasaray gol yemesin, Servet Çetin bir daha asla bu takımda oynayamayacaktı. Yanılmadık, Semih, taraftarın ve kendisine güvenenlerin enerjisini sahaya ve bütün bir sezona yansıttı. Oynamadığı halde neden sezonun varil futbolcusu oldu peki? Çünkü gitmesini bile bilemedi, beceremedi. Galatasaray Şampiyonluk coşkusunda iken içi gibi dışı da kan ağladı. Galatasaray tarihinde en iğrenç futbolcu olarak adı lanetle anılacaktır.
GLADYATÖR:
Selçuk İnan;
Sezonun en büyük futbolunu Selçuk oynadı. Melo’nun bile kötü oynadığı maçları seyrettik, ama kendisini hiçbir maçta çok kötü oynarken görmedik. Hagi’den sonra serbest vuruş kazandığımızda kalecileri titreten bir oyuncuyu uzun yıllar bekledik. Penaltı atılırken bile garanti atar diyeceğimiz kimse yoktu. Kornerleri laf olsun diye kullanıyorduk. Çalışılmış bir korner golü seyretmedik desek yeridir. En kötü takımın bile bir maçta 5-6 serbest vuruş kazandığı düşünülürse, en kolay, en zahmetsiz, en kestirme gol atmanın yolu serbest vuruş kullanıcısına kavuşmanın önemi ortaya çıkmış bulunmaktadır. Önümüzdeki sezon mutlaka daha gelişmiş vuruşlarını seyrederiz. Şu an oynayan en iyi Türk futbolcusu tartışmasız Selçuk’tur. Şampiyonluktaki en büyük pay kendisinindir. Pitbull’la oluşturduğu ikilinin verimi, sanırım ki Real Madrid dahil hiçbir takımın orta saha ikilisi vermemiştir.
BİR SORU – BİR CEVAP:
Sezonun en büyük sürprizi nedir?
Semih Kaya;
En büyük sürpriz, Semih Kaya’nın Ulusal Takım durdurucularını tribüne göndermesidir. Eğer Bülent Korkmaz, Mustafa Denizli’nin Monaco maçında kendisine gösterdiği inanç ve güveni Semih’e gösterip, Kewell’in yerine oynatsaydı, bugün bu sürprizden bahsetmeyecektik. Belki de o zaman Semih Kaya, Bülent’in senelerce uğraşıp aldığı SECUR YÜREK namını çok önceden almış olacaktı. Ve belki de Galatasaray tarihi bir başka yazılacaktı. Ne var ki, Futbolun kendine has bir adaleti oluyor, bazen eğriler, bayağı hasar bıraksalar bile gün geliyor doğruluyor. O sezon takım, UEFA Kupasına, 2000 yılında olduğundan daha yakındı. Belki de Semih o maçlarda oynamadığı için gücünü biriktirmiş, bu sezon büyük Galatasaray’ın savunmasına banko oyuncu olarak oturmuştur, kim bilir?""
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder