Cuma akşamı güzel bir film izledim. Drive. Ryan Gossling döktürmüş. cool, Alen Delon'un Le Samurai ayarında bir rol kesmiş. Film konu olarak çok sade aslında,senaryo çok vurucu filan değil.Oyle araba,yarış,soygun,amerika,Ryan deyip gidilecek bir film değil.B tipi filmlere bir bağlantı var hafiften ama sanat filmi de aynı zamanda.
Cinematography,oyunculuk ve filmin sadeliği çok başarılı. Yönetmen adeta,hızlı tüketim ürünü amerikan yapımlarına karşı olarak kasıtlı bir yavaşlık katmış bazı sekanslara.
basit,80ler kokan,çok pislenmemiş bir super kahraman filmi bir bakıma :
"you put this kid behind the wheel, there is nothing he can't do."
Ryan baba oyunculugu kral, minimal dialog, o icindeki vahseti maskeleyen ifadesiz surati ve kucuk gulumsemeler..2000-10ların en baba oyunculuğuna gidiyor herif.
Müzikler mi? onlarda tam olarak filmi tamamlıyor aslında.
Bu filmin keyfiyle dışarı çıktım cuma akşamı. Bir erasmus ev partisine gittik Kadıköy'de. Ortam güzel,ambians hoş. en üst kat ve çatı katını kapatıp parti veriyorlar. Ama şöyle bir durum var. kadıköy rıhtımın üst taraflarında,ailelerle dolu bir apartmanda 100 küsür üniversite ögrencisine evi açarsan,,,doğal olarak polis saat 1.30 da evi basıyor :D Eve girerken yanımda Ale , Fra ve Gina vardı. Ale'ye dedim "abi ortam cok iyi de cıksa cok durmayalım,burası residential place" kesin polis gelir gurultuden bu gece". O da bana hak verdi ama ortam gayet iyiydi::tanışmalar,içecekler,konuşmalar birbirini kovaladı. Bir anda busted polis geldi. Ben aşağı inince bir şekilde yardırdım kaçtım, normal sokaktan geçen biriymiş gibi. Benim arkadaşlarımı ve pek çok diğerini polis arabaya bindirip karakola götürdü. Bu esnada dışarda kurtulmuş olan 3-5 kişiyle,barlar sokağına gittik. bir saat sonra filan elemanları bırakmışlar onlarda geldi,,tabiki bir kutlama yaptık..Gece sonunu pek iyi hatırlamıom ,çünkü 4 farklı şeyi karıştırdım,,zoom oldum. parti kesilmeseydi çok daha iyi olacaktı ama epey maceralı bir geceydi :P
Cumartesi Film ekimi 2011'de bilet aldığım tek filme gittim: "Restless"... Gus Van sant deyince bagımsız bunyelerde cok buyuk beklentilerin olusmaması elde değildir,biliyorum. Paranoid park'ta bile hiç birsey vadetmeden minimalizmle gorsellikle show yapan.. outsiderın,undergroundın,alternative gencligin kral yonetmeninden bahsediyoruz burda biliyorum. bu film daha cok to die for,outsider,finding forrester kıvamında.kotu olan ise,cinematography-goruntu yonetimi- o beklenilen derinlikte cristopher doyle etkisinde değil.
guzel olan ise hikayenin sıcaklığı,hayatın o gerçekliği..15 yaşında o gerçeklikten nasıl kaçılabileceğinin o tatlı anlatımı.. Hiroşi,cadılar bayramı kamikaze kıyafeti..ve koldaki japon bayrağı :) esas kızla cocugun birbirine o kadar cok yakısması...birlikte olmaları...aşklarının temizliği....film tek kelimeyle çok TATLI!..
film biraz noir modda,,hafife almış hikayenin akması için gerçekliği ama Outsider 15 yaş hikayesi için başka nasıl independent sinema yapabilirsiniz ki? Kızın hastalığı olduğu gibi kabul edebilmesi,çocuğun anne-babasına isyanının cevabını hiç bir neden de bulamayıp balyozla mezara girmesi..Ben samimiyeti ve o hayalciliği,kendimi kısmen buldum filmde...Ben sevdim 7/10 derim kafadan.
Bu filme beraber gitmem gereken kıza mesaj attım..çok ilginç bir tesadüf : o da bu gece aynı filmi izlemiş bir sinemada bambaşka bir ülkede :P
Sonra, filme beraber gittiğim arkadaşımla,italianicos ların yanına gittik. Tophane,nargile,yağmur,batak modunda.. oyunda benim yaptığım tek bir hata yuzunden yenildik.Sonra cihangirde bir ev partisi haberi geldi ama tırt çıkmış gelen yorumlara göre. Hep beraber kikiye gittik..eğlenceliydi müzikler mekan...ama bir önceki geceden sarhoş olmamam gerektiği deneyimiyle erken kaçtım mekandan...Çıkışta yağmur altında çok komik bir resim çektirdik Silvia ile beraber :D dönercinin önünde atkılar kafada,kırmızı bir şemsiye altında,,hahahaaa..
Normal bir insan evladı gibi 2.45te eve dondum,uykumu aldım,dinlendim. Herşeyi hatırladım bir pazar gunu sonunda :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder