17 Ekim 2011 Pazartesi

Midnight in Paris



 1920'ler, 1890'lar cok guzel atmosferlerde canlandirilmis, insanin sinema ekranina atlayip oraya gidesi geliyor. dali,bunuel,picasso,hemingway,adriana,fitzgerald,stein,matisse,monet,eliott insan owen'ın yerine gece o taksiye binip 20lerde o gercek bohem doneme gidebilmek icin neler vermez ki?

 ozel detektifin tarihin dehlizlerinde kaybolup muhafizlarca kovalanma sahnesi cok yaratici ve komik olmus
mis and scene ,cinematography,oyku gecisi cok cok etkileyici.


ama bu aq woodysi sikik kekeme,sempatik oldugunu sandıgı konusmasını ve hayatının gecmis donemini ,hep bir amerikan burjuvazisi edasında tum bu imkanlarla cekilmis guzel filmlerine sokmak zorunda mı..kendi sikim sonik hayatının izlerini goze sokmak zorunda mı aq yim? hep en iyi filmlerinde orta yas,yazarlık bunalımını anlatmak,kendisi cok entellektuel ama tas gibi vucutlu superficial bir nisanlısı olmak zorunda mı ? nasıl bir celiskidir,,nasıl bir default normallestirmedir bu ?nasıl bir amerikanlıktır bu ??


sen parisin en artistik donemine bir yazarı nasıl oldugu belli olmayan (sarhoş mu,hayal mi,zaman kırılması mı?) ve sorgulama ihtiyacı bile hissettirmeyen ruyasal bir gecisle oykude mukemmeligi yarat,,,tum o dunyadan tek cıkarsaman yanındaki guzel gotlu stereo type amerikan karısıyla hic bir ortak yonun olmaması (bunu en bastan anlıyamamak ayrı bir okuzluk konusu) ve ne cagda yasarsan yasa existansiyalizm geregi elde olmayanı eskiyi istiyecegini-icinde yasanan zamanı cliche gorecegi- gercegini ,seyirciye algılatmak mıdır?


yonetmen ölmeye yakın,en basarılı eserlerini vermeye basladı,sinema dili ve olgunluğu olarak. Ama ya tarzı, basit laf sokmalı-yuzeysel ile derin arasındaki farkı gosterip herseye ragmen yuzeyseli secen,orta sınıf,paralı,akıllı ama ünü seven hikayelerle devam ediyor. sonunda da orta duzey izleyici icin mesajı hazır...ün  bu kadar sinemaya hakim olunup,yüzeyseli seçtirecek kadar mı onemli bişey? para bu kadar mı önemli,beğenilme kaygısı???


cinematography olgunluğu,hikaye kurgusu,mizansen,motiv bence kusursuz,,ama içerik ve alt metin tam Woody Allen tarzı:suya sabuna dokunma amerika ;) adam buyuk yonetmen evet,ama dunyaya bakış noktası,sinema amacı,varoluş nedeni benim anlayışımla çelişiyor sanırım.
belki de içeriğin değil tarzın yönetmeni oldu bu adam  kim bilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder